Filmekimi'nde öncelikli satış başlıyor!

17-25 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek Filmekimi, sekizinci yılında, galalar, ödüllü filmler, festival gözdeleri ve usta yönetmenlerin son yapıtlarıyla, sinema tutkunlarına muhteşem bir program vaat ediyor. Üstelik toplam 24 filmin gösterileceği Filmekimi bu yıl Beyoğlu Emek Sineması'nın yanı sıra Cinebonus G-mall'da da sinemaseverlerle buluşacak.







Filmekimi biletleri 3 Ekim'de satışa çıkıyor! Lale üyeleri biletlerini 30 Eylül-2 Ekim tarihlerinde öncelikli olarak alabilecekler.

Ama ben Lale üyesi olmadığım için 3 Ekim'i beklemek zorundayım. Yeni yılda Lale üyesi olmak gibi bir niyetim var. Bakalım kısmet.

Şimdi film programını inceleyip, Meryem'cim ve Gülçin'cimle gideceğimiz filmleri seçme zamanı :)


  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
Read Comments

TurkMax Sezon Açılışı Reina'daydı



Pazartesi akşamı ilk basın davetime katıldım. TurkMax sezon tanıtım gecesi vardı Reina'da. Sıkıcı bir etkinlik olacağını düşünüp geceden erken ayrılma planları yaparken, eğlenceyi bir türlü bırakamadık.

İlk davetimin bu kadar güzel geçmesine neden olan Digitürk yetkililerine teşekkür ederim. Gerçekten güzel hazırlanmışlardı. TurkMax'in yeni sezonda lokum gibi mi olur bilmiyorum izleyip göreceğiz ama bu davetle bizim gönüllerimizi fethetmeyi başardı.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
Read Comments

EnUcuzKitap.com- Kitap Fiyatları Arasında Kıyaslama Yapan Bir Site

Her sabah Webrazzi'den gelen mailleri okuyorum. Bugün gelen bir maildeki bir haber ilgimi çekti ve kullanabileceğim bir bağlantı olması nedeniyle de buradan paylaşmak istedim.

en-ucuz-kitap

EnUcuzKitap ise fiyat kıyaslama konusunda niş bir alanda hizmet vererek, online kitap mağazalarından topladığı fiyat bilgileriyle tüketicilere en uygun seçenekleri sunuyor. Kitap okuma alışkanlığının düşük olduğu ülkemizde, herkesin sığındığı bahane olan “kitapların pahalı olması”  EnUcuzKitap sayesinde belki biraz da olsa ortadan kalkabilir.


Oldukça sade ana sayfasında kitap arama seçeneğinin yanı sıra önerilen, en çok satan, son çıkan ve indirime giren kitaplara da yer veren EnUcuzKitap.com bu sadeliği alt sayfalarında da sürdüyor.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
Read Comments

Bach İstanbul'da


Bach İstanbul'da, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından desteklenen bir proje. Akbank, Goethe Institut ve Hollanda Konsolosluğu katkıda bulunuyor.

“Bach İstanbul’da! VIII. İstanbul Bach Günleri”, Bach müziğinin yaşayan en büyük ustası, orkestra şefi ve klavsenci Gustav Leonhardt’ın St. Antuan’da 2 Ekimde vereceği resitalle başlıyor. 50’li yılların sonlarında Barok müziğini yeniden tanımlayan Leonhardt’ın yanı sıra, aşılamayan yorumlarıyla kariyerinin zirvesindeki Andreas Staier’in hem klavsen hem de forte piyano çalacağı festivalde, Sigiswald Kuijken’in yöneteceği La Petite Bande bütün Brandenburg Konçertoları’yla İstanbul’da tarihi bir müzikal buluşma sağlıyor.

Laura Vikman’ın, Joseph Beuys eserlerinin arasında Bach’ın bütün sonat ve partitalarını çalacağı resital ise belki de dünyada bir “ilk” olacak.


Konserlere katılmak istiyordum. Fakat biletler biraz pahalı. Öğrenci biletleri 30 TL. O yüzden konserlerin nasıl geçtiği hakkında pek yorum yapamayacağım. Belki içlerinden birini seçerim ve onu anlatırım. Tabii şimdiden gidip gitmeyeceğimi bilemiyorum. Eğer gidersem söz paylaşacağım :)

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
Read Comments

Yaşar Kemal'in Yeni kitabı "Binbir Çiçekli Bahçe"


Yaşar Kemal'in yeni kitabı çıkmış. Adı "Binbir Çiçekli Bahçe" Geçen gün Yapı Kredi Yayınları'nın önünden geçerken gördüm. Bütün vitrini "Binbir Çiçekli Bahçe" yle süslemişlerdi. Bi dahaki sefere geçerken içeri girip alacağım. Acelem olduğu için girip alamadım. Yoksa çok seviyorum Galatasaray'daki YKY'yi. Bir saat rahat harcıyorum her girdiğimde.

Kitabın konusu da ideefixe'den mail olarak geldi, onu da paylaşıyorum.

"Yaşar Kemal, Binbir Çiçekli Bahçe'de 1961'den 2009'a uzanan çeşitli yazılarında, doğanın ve kültürün yozlaşmasındaki tehlikelerin altını çiziyor, bu sorunların kökenlerine dair saptamalarda bulunuyor ve çözüme dair öneriler sunuyor.

Bugünlerde yoğunlukla tartışılan Kürt açılımı konusunda, Yaşar Kemal bundan 14 yıl önce İstanbul DGM yargıçlarına mahkeme salonunda şöyle sesleniyordu. "Benim yazılarım halkımıza birer çağrıdır. Öncelikle batıdaki, doğudaki çocukları, savaşta ölmüş anaları çağırıyorum. Bu savaş en çok sizin yüreğinizi yaktı. Herkesi çağırıyorum, sayın yargıçlar sizleri de bu savaşı durdurmak isteyenlere katılmaya çağırıyorum. Bu ülke hepimizindir ve bu ülke insanlık tarihinde çok uzun yaşamaya layıktır. Hem de onuruyla yaşamaya... Unutmayalım ki, bir ülkenin insanlarının onuru en azından toprağı kadar kutsaldır."

Yazar, kitaba da adını veren "Binbir Çiçekli Bahçe" konuşmasını ise Mayıs 2007'de Norveç'te düzenlenen "Bjørnstjerne Bjørnson Anma Konferansları" sırasında yapmış. Yaşar Kemal, pek çok kereler tekrar ettiği gibi, "Dünyanın şimdi başı belada. Dünyamız şimdi tek kültürlü bir dünyaya doğru başını almış gidiyor. Bu insanlığı insanlıktan çıkaran bir durumdur. Tek kültürlü bir dünyada insanlığın halini göz önüne getirelim: Tek çiçeğe kalmış, tek renge, tek kokuya kalmış bir insanlık ve tek dile kalmış bir dünya." şeklinde konuşuyor.

Kitabın son bölümü, Yaşar Kemal'in önemli konuşmalarından beşini bir araya getiriyor. Yerli ve yabancı basında yayımlanan bu önemli metinlerden en dikkat çekici olanı, yazarın, 3. sınıf öğrencisi Helin Zeynep Miser'le "23 Nisan" vesilesiyle yaptığı söyleşi. Yaşar Kemal bu söyleşide, küçük muhabire çocuk ve şiir kitaplarından bahsediyor ve "arkadaşlarım" dediği çocukların çoğu zaman "adam sayılmadığı"ndan şikâyet ediyor: "Benim için çocuk, çocuk değildir, bizim gibi insandır. Ben, Çocuklar İnsandır diye de bir kitap yazdım. Çocukları, çocuk diye bunlar küçümsüyorlar, nefret ediyorum bundan. Çocuklar da küçük görünerek normal insan olamıyorlar. Doğal insan yetişmiyor çocuklar. Böyle bir dünyada savaş da durmuyor."

Üç bölümden oluşan kitabın birinci bölümü, Yaşar Kemal'in 2007'de Ankara'da gerçekleştirilen "Türkiye Barışını Arıyor" konferansında yaptığı konuşmayla açılıyor. "Kimlikler" başlıklı ikinci bölüm, Orhan Kemal'den Mehmed Uzun'a, yazarın yakın dostu olmuş pek çok ismi ağırlıyor. Dokuz yaşındaki Helin Zeynep Miser'in Yaşar Kemal'le yaptığı söyleşiyi de içeren "Konuşmalar" ise Binbir Çiçekli Bahçe'nin üçüncü bölümünü oluşturuyor."

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
Read Comments

Twestival bu akşam 360 İstanbul'da







İlki tüm dünyada 185 şehirle birlikte 12 Şubat'ta gerçekleşen Twestival, 12 Eylül gecesi 360 İstanbul'da, bu sefer Türk Kalp Vakfı'na yardım amacıyla toplanıyor.

Bu festivalin İstanbul ayağı "Twestival İstanbul" Duygu Saylam'ın organizatörlüğünde gerçekleştiriliyor. İstanbul’daki Twestival’in amacı global amaç ile aynı; Twitter kullanıcılarını bir araya getirmek ve fon yaratmak. İstanbul Twestival Local bu sefer Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı adına bağış topluyor.

Etkinlikle ilgili gelişmeleri takip etmek için, http://istanbul.twestival.com/ adresine bakabilirsiniz.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
Read Comments

Bu hafta vizyona girenler: Ece'nin Vizörü köşesinden



Üç aylık bir yaz tatili sonrasında tüm Pertevniyallilere "Merhaba!". Havaların serinlemeye başladığı, yağmurun hayatı felç ettiği bugünlerde yapılacak en güzel şey sanırım sinemaya gitmek… (tabii sele kapılmadan.)

Sinemalar yazdan kalan filmlerle birlikte dopdolu. Tam yirmi beş film var. Hepsine olmasa da bu hafta gösterime girenlerle birlikte izlenmesi gereken filmlere şöyle bir değineceğim.



Evimde Uzaylı Var, İçten Gelen ve Çizmeli Kedi bu hafta vizyona girenler. Fantastik komedi türündeki Evimde Uzaylı Var'ın başrollerinde Ashley Tisdale, Robert Hoffman, Malese Jow, Gillian Vigman, Kevin Nealon'ı görüyoruz. Filmin konusu ise şöyle: Pearson ailesi tatil için Maine şehrine gider. Fakat vardıklarında, orada yalnız olmadıklarını fark ederler. Dost bir uzaylı oradaki evi önceden keşfetmiştir. Ancak yanındaki arkadaşları onun kadar iyi değildir. İstekleri evi istila etmektir. Çocuklar tüm güçleriyle gittikleri evi korumak zorunda kalmıştır, aksi takdirde yaratıklar onları uzaya gönderecek ve dünyayı ele geçirecektir.



Gerilim-korku sevenler için ise bu hafta vizyona giren film İçten Gelen. Grovetown adlı küçük sakin bir kasaba genç bir çiftin garip intihar olayıyla sarsılmaktadır. Ardından başka intiharlar da ortaya çıkınca dinine bağlı protestanlardan oluşan kasabalılar kilisenin ve inançlarının korumasına sığınırlar. Kasabanın vaizinin oğlu ile arkadaşlık eden Lindsay ise kasaba halkı kadar rahat değildir ve olanları aklından çıkaramamaktadır. Olayın gizemini araştıran Lindsay dini inancı olmayan bir aileden gelen Aidan ile arkadaş olur. Genç kız daha sonra şeytani ve açıklanamaz bir varlığın tüm bu olayların sebebi olduğuna kanaat getirir. Sanki gizli bir katil bir kurbandan diğerine dolaşmaktadır... Korku içindeki kasabalılar olan olayların intikamını kimden alacağını bilmez haldeyken Lindsay bilinmezlerin çözümünün Aidan’da olduğunu düşünür... Unutmadan filmin başrollerinde Thomas Dekker, Adam Goldberg, Jared Harris, Margo Harshman, Brittany Robertson var.

Bu haftanın bence en güzel filmine geldi sıra: Çizmeli Kedi. Animasyon tarzındaki filmi Mehmet Ali Erbil, Belit Özükan ve Ziya Kürküt seslendirmiş. Klasik Çizmeli hikayesinin Fransızlar tarafından yapılmış bir animasyon versiyonunu görüyoruz. Bilmeyenler için de konu şöyle: Bir değirmencinin küçük oğluna, sihirli çizmeler giyen ve konuşan, tuhaf bir kedi miras kalmıştır. Kedi, dalavere ve mizah yoluyla değirmencinin küçük oğlunun tek aşkı dans etmek olan Prenses’in kalbini fethedip onunla evlenmesine yardım eder. Başka kötü karakterler de Prenses’le evlenmeyi arzu etmektedir. Ve bu düğüne mani olmak için ellerinden gelen her şeyi deneyeceklerdir.

Geçen hafta gösterime giren Orphan- Evdeki Düşman da gerilim-korku türünde bir film. Gerilim-korkuseverlere İçten Gelen yerine bu filme gitmelerini önerebilirim. Yapımcılığını Leonardo Di Caprio'nun yaptığı film, ABD, Almanya, Fransa ve Kanada ortak yapımı. Vera Farmiga, Peter Sarsgaard, Isabelle Fuhrman, Jimmy Bennett başrollerde. Konusuna gelince;

Doğmamış çocuklarının trajik ölümü Kate ve John'u perişan eder. Hayatlarını normale döndürmek için başka bir çocuk evlât edinmeye karar verirler. Yöredeki bir yetimhanede gittiklerinde Esther adındaki küçük bir kıza adeta çekildiklerini hissederler, ama Esther göründüğü gibi değildir. Kate, John'a ve diğerlerine Esther'ın sevimli maskesinin ardındaki yüzünü göstermeye çalışır.
Son olarak sinemalara üç hafta önce gelmiş olmasına rağmen popülerliğini yitirmeyen bir filmi öneriyorum. 3D deneyimini daha önce yaşamadıysanız, mutlaka deneyin. Son Durak 4: Digital 3 Boyutlu. Son Durak serisinin son filmi. Yönetmenliğini David R.Ellis yapmış ve başollerde Krista Allen, Nick Zano, Mykelti Williamson, Bobby Campo var. Son filmin konusu şöyle: Nick ve arkadaşları bir haftasonu araba yarışı izlemeye giderler. Bu sırada Nick yarışın yapıldığı stadyumda çok büyük bir kaza meydana geldiğini, insanların öldüğünü ve stadyumun izleyicilerin üzerine yıkıldığını görür. Nick bu gördüklerinin birazdan yaşayacakları bir felaket olduğunu farkederek, 12 kişiyi kendisi ile birlikte stadyumdan çıkmaya ikna eder ve böylece kazadan kurtulmuş olurlar. Ama ölüm yarım kalan işini bitirmek için geri döner. Stadyum kazasından kurtulanları çok daha korkunç kazalar beklemektedir.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
Read Comments

İstanbul Bienali Açılış Partileri

11. Uluslararası İstanbul Bienali, 10 Eylül-12 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek açılış etkinlikleriyle sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Bienal'in açılış etkinlikleri arasında sunum, panel ve performansların yanı sıra çok özel iki parti yer alıyor.

Dünyanın dört bir yanından Bienal'i takip etmek için İstanbul'a gelen özel konukların ve sanatçıların katılımına açık olacak bu partilere katılmak ve Bienal'i sınırsız izlemek için Bienal Artı ya da 11B Sınırsız bileti almanız yeterli. Bienal Artı biletiyle Bienal'in tüm açılış partilerine, 11B Sınırsız biletiyle de açılış partilerinden birine katılabilir, her iki biletle de Bienal mekânlarına sınırsız giriş hakkı elde edebilirsiniz. Üstelik Bienal Artı ve 11B Sınırsız biletlerinin sağladığı tüm ayrıcalıklar iki kişi için geçerli.


Perşembe Partisi
XLarge İstanbul, Beyoğlu
10 Eylül Perşembe, 23.00

11. Uluslararası İstanbul Bienali Açılış Partisi
Karaköy Liman Lokantası
11 Eylül Cuma, 23.00

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
Read Comments

Swatch ve Fabrika Yeni Sezon












Swatch ve Fabrika yeni sezon tanıtım maillerini göndermiş. Bir incelemek lazım.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
Read Comments

11. Uluslararası İstanbul Bienali 12 Eylül'de Başlıyor


Küratörlüğünü, What, How & for Whom / WHW küratör kolektifinin üstlendiği 11. Uluslararası İstanbul Bienali, 12 Eylül-8 Kasım tarihleri arasında İstanbul'u bir sanat platformuna dönüştürecek.


1987 ve 1989 yıllarında Beral Madra genel koordinatörlüğünde gerçekleştirilen ilk iki bienalden sonra, 1992 yılında Vasıf Kortun'un yönettiği İstanbul Bienali için İKSV, 1994 yılından itibaren tek küratörlü sisteme geçme kararı aldı. 1995'te René Block, 1997'de Rosa Martínez, 1999'da Paolo Colombo, 2001'de Yuko Hasegawa, 2003'te Dan Cameron, 2005'te Charles Esche ve Vasıf Kortun, 2007'de Hou Hanru küratörlüğünde düzenlenen İstanbul Bienali, 2009 yılında, çalışmalarını Zagreb'de sürdüren What, How & for Whom / WHW (Ne, Nasıl ve Kimin İçin) küratör kolektifinin küratörlüğünde gerçekleştirilecek.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS
Read Comments